Banu Binbaşaran Tüysüzoğlu
1 fincan arap sabunu, 1 fincan gliserin, 10 damla limon ya da portakal yağı. Lekelerle mücadelede ihtiyacımız olan malzeme bu kadar. Arap sabunu ve gliserini benmarin usulü hafif ısıtarak karıştır, biraz soğuduktan sonra içine uçucu yağı ekle. Karışımınız hazırsa lekelerle mücadeleniz başlayabilir artık. Lekenin üzerine biraz dök, çitile ve makineye gönder. İşte bu kadar!
Çamaşır suyunun zararlarını Google arama motoru bir çırpıda sıralıyor: astım, öksürük, nefes darlığı…ve daha neler neler. Yalnızca çamaşır suyu değil elbet, ovucular, parlatıcılar, açıcılar. Temizlik ve hijyen amacıyla yaşam ortamlarımıza giren pek çok kimyasal hem bedenimize hem de varlığımızı borçlu olduğumuz gezegenimizin can damarlarına zarar veriyor. Biz temizlediğimizi zannederken aslında kirletiyoruz. Peki ne yapalım?
Kitaptaki tarifler doğanın sağlığına ve kendi sağlığımıza zararlı olmadığı bilinen, yüzlerce yıldır insanoğlu tarafından kullanılagelen malzemeleri içeriyor. Kitapta, çamaşır yıkama tozundan, bulaşık makine parlatıcısına, fırın temizleyicisinden, lavabo açıcıya,diş macunundan cilt temizleyiciye pek çok tarifi bulabilirsiniz.Tariflerde kullanılan malzemeleri marketlerden, aktarlardan ve eczanelerden temin edebilirsiniz.Arap sabunu, karbonat, sirke ve aromatik yağlarla neler yapabileceğinize siz de şaşıracaksınız.
Bu kitap hayatımızda yapacağımız ufak değişikliklerin büyük sonuçlara yol açacağını görmek için güzel bir fırsat. Ancak bu ufak değişimleri gerçekleştirmek için önce düşünce şeklimizi, kirlilik ve temizlik anlayışımızı değiştirmemiz gerekiyor.
Göz kamaştıran “bembeyazlar”dan, ışıldayan “pasparlaklar”dan vazgeçmemiz gerekiyor mesela. “Ovalamadan, göz açıp kapayıncaya kadar” gibi reklam sloganlarını aklımızdan çıkarmamız, biraz bilek gücü sarf etmeye, temizlik için vakit harcamaya kendimizi hazırlamamız gerekiyor. İşte o zaman biricik yuvamızı, dünyamızı temiz tutmak mümkün. Birşeyleri olumlu yönde değiştirebilmenin yolu işe kendimizden başlamaktan geçiyor. Az çoktur. Etiket okumayı öğrenmek yabancı bir dil öğrenmek gibidir. En azından nelere bakacağını bilelim.
Kimyasalların yanıltıcı temizliğine boyun eğmeyelim!