Kültür / İlham Verenler
Beyond Meat: Bitki bazlı ete şans ver!
01.09.2021
Beyond Meat: Bitki bazlı ete şans ver!
Yazar : Aslı Sözdinler
Bitki bazlı beslenmeye yönelerek, geleceğimize şans vermek zorundayız.

Uzun senelerdir, bizi endişe ile dolduran ‘daha önemli’ dertlerimiz olduğu için yuvamız dünyamızdaki değişikliklere gelene kadar, önce kendi hayatlarımızı kurtaralım görüşü hakimdi. Ortadoğu’nun hüzünlü kaderinin etkisi altında olan bu topraklarda yanı başımızdaki savaşlar, terör saldırıları, göçmen krizi, bitmeyen kadın hakları mücadelesi, geçim sıkıntısı ve son olarak pandemi derken sanki iklim krizi çook uzakta bir zamanda yaşanacak, masal kitaplarında anlatılan korkunç bir cadıydı. 

Tarımla uğraşanlar gelen tehlikeyi uzun zamandır hissediyor. Ama biz şehirliler,  “İstanbul’da su bitti bitecek” endişesi ile başlayarak bu yaz yüksek sıcaklıklar etkisiyle yaşanan orman yangınlarıyla devam edip, peşinden çok kuvvetli yağışlarla gelen sel felaketinden sonra, iklim krizinin artık masaldaki kötü karakter olmaktan çıktığını ve  günümüzün gerçeği olduğunu daha iyi anlıyoruz. Daha serin iklimlere taşınmak, kuraklıktan kaçmak, gıda krizine karşı kendi küçük tarım arazimizi almak bizi kurtarmayacak. İklim göçleri, su savaşları yaşanırken kendi küçük dünyalarımızda mutluluğu bulacağımızı sanmak; dünyanın bir yerinde insanlar acı içindeyken, insanlığın büyük tenceresinde acılarla mutlulukların karışmayacağını düşünmektir. Dünya yaşanılamaz bir yer olduğunda peşinden koşacağımız bir uçak ya da ucuna asıldığımız bir roket kurtuluşumuz olmayacak. Peki Amin Maalouf’un “Uygarlıkların Batışı’nda” sorduğu gibi “Felaketler tam anlamıyla tepemize inmeden önce, yaşananlardan ders çıkarmayı becerebilecek miyiz? Çok geç olmadan toparlanıp dümeni doğru yöne kırmak için gereken cesarete sahip olabilecek miyiz?”

İşte şimdi insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimizi; aklımızı ve adaptasyon yeteneğimizi canlandırma zamanı. 

Dünyamızın geleceği için karbon emisyonunu azaltmak üzere, devletler ve şirketler bazında yapılacak değişimleri bir kenara koyarsak, bireysel olarak yapabileceklerimizin başında et ve süt ürünleri tüketimimizi azaltmak geliyor. Neden dersek; 

  • Dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az yüzde 15’i hayvan yetiştiriciliğinden kaynaklanıyor.
  • 500 gram inek eti üretmek için yaklaşık 7 bin litre su tüketiliyor.
  • Bir biftek, 25 adet muza; haftada 2 adet biftek tüketimi ise, yılda 500 km yolculuk etmeye eşdeğer karbon izine denk geliyor.
  • Geviş getirip metan gazı çıkardıkları için inekler, et ve süt üretim sürecindeki karbon ayak izini ikiye katlıyor. 
  • Hayvan yemi üretiminde kullanılan azotlu gübre sera gazı salımını artırıyor.
  • Oxford Üniversitesi’nin 2018’de yaptığı araştırmaya göre, et ve süt ürünlerini beslenme biçiminizden çıkarmak karbon ayak izimizi yüzde 73 oranında azaltabilir. 
  • Birleşik Krallık hükümetinin İklim Değişikliği Komitesi tarafından yayınlanan raporda ise, kamu kurumlarının bitki kaynaklı et sunmada başı çekmesi gerektiği ve insanların isteyerek tüketimi azaltmaması durumunda ek vergi konulmasını gündeme getiriliyor.
  • Bütün bu bilgiler ışığında bitki bazlı gıda endüstrisinin, önümüzdeki on yılda 140 milyar dolar hacme ulaşması bekleniyor.

Bitki bazlı et üreticilerinin başında gelen vegan burger et üreticisi “Beyond Meat” sektörün öncüsü ve TIME'ın dünya çapında olağanüstü bir etki yaratan "En Etkili 100 Şirket" listesinde yer alıyor. Şirket değeri 12 yılda 7.75 milyar dolara ulaştı.

  • Beyond Meat’in etinin protein kaynağı bezelye, maş fasulyesi, bakla ve esmer pirinç. 
  • Yağı ise kakao, hindistan cevizi ve kanola’dan elde ediliyor.
  • Patates ile karbonhidrat kısmı tamamlanırken, diğer mineraller ve bitkisel tatlarla son haline getiriliyor. 

Yorumlara bakıldığında, tek başına bitkisel bazlı eti yemek etle aynı tadı vermezken, sandviçlerde ve hamburgerlerde benzer etki yaratıyor. Şirket, bu sıralar yeni ürünü “Beyond Chicken” ile tavuk segmentine de el attı. Beyond Meat’in yakında Türkiye pazarında da yer alması bekleniyor. Dünyada bu alanda benzer girişimler her geçen gün artarken, Türkiye’de de yerli girişimlerle bitki bazlı et, sofralarımızın ve dünyamızın geleceğini değiştirebilir. Tadı aynı olsun olmasın, lezzet hazzımızı bir kenara bırakıp dünyayı kurtarmak için bitki bazlı beslenmeye yönelerek, geleceğimize şans vermek zorundayız.

Bu Yazıyı Paylaş